Deprem mi sosyal medya mı daha tehlikeli?
Elazığ’da yaşanan ve ülkemizi yasa boğan 6,8’lik deprem felaketinin ardından sosyal medyanın acil durumlardaki rolü tekrar gündeme geldi.
Twitter başta olmak üzere sosyal medya üzerinden hızlıca yayılan ve doğruluğundan emin olunamayan bilgiler, sahte sosyal medya paylaşımları, sosyal medyada başlatılan ve duyurusu yapılan yardım kampanyaları, herkesin konu hakkında bir fikrinin olması ve bunları sosyal medya paylaşımları ile duyurması, yoğun ve karmaşık bir bilgi akışına neden oluyor.
Ve bu durumda insanların aklına acil durumlarda sosyal medya kullanımı nasıl olmalı sorusunu getiriyor?
Doğal afetlerde ve acil durumlarda insanlar haber almak için sosyal medyaya yöneliyor!
Konu ile ilgili açıklama yapan Survivor Dijital Medya Ajans Başkanı Reyhan Açıkelli, sosyal medya günlük yaşamımızda önemli bir rol sahibi; bilgi almak, bilgi paylaşmak, ailemizden ve arkadaşlarımızdan haber almak sosyal medya kullanım amaçlarımızın başında yer alıyor. Gümümüzde çoğu insan her sabah ilk olarak, cep telefonlarından sosyal medya hesaplarına bakıyor. Yine doğal afetlerde ve acil durumlarda da insanlar ne olduğunu tam olarak öğrenebilmek için ilk olarak sosyal medya hesaplarını kontrol ediyor.
Facebook’un Güvenlik Kontrolü gibi sosyal medya araçları, doğal afetlerde insanların sevdiklerine iyi olduklarını aktarmalarını sağlamada çok önemli rol sahibi haline geldi.
Ayrıca sosyal medya, vatandaş (sosyal) gazetecilik diyebileceğimiz bir olayı ortaya çıkardı. Bu yüzden insanlar deprem anında dahi ilk olarak sosyal medyada bildirim yapmayı düşünebiliyorlar ve cep telefonları ile etrafı çekerek anında sosyal medya hesapları üzerinden paylaşıyorlar.
Sosyal medya gönderileri sayesinde, kurtarma görevlileri yardıma ihtiyacı olan insanların yerini tespit edebilirler. Fakat hangi bilgilerin doğru olduğu konusunda hızlı karar vermeleri gerekir. Sosyal medya gönderileri sorun yaratmak yerine yardımcı olmalıdır. Bu sebeple sosyal medyanın kesinlikle acil durum hazırlık planlarına entegre edilmesi gerekiyor.
Deprem gibi doğal afetlere hazırlıklı olmanın bir parçası olarak topluma, sosyal medyanın nasıl etkin bir şekilde kullanılması gerektiği öğretilmelidir. Depremde özellikle Twitter üzerinden o kadar yoğun paylaşımlar yapılıyor ki, doğru bilgi parçalarına erişmek gerçekten de çok zor bir hal alabiliyor. Bilgi kirliliği oluşmaması ve yanlış haberlerden etkilenmemek için de sosyal medyadan nasıl bilgi alınacağı ve nasıl faydalı bilgiler verileceğinin de öğretilmesi gerekiyor.
Doğal Afetlerde Sahte Sosyal Medya Paylaşımları Büyük Riskler Barındırıyor
Sosyal medya aracılığıyla ulaşılabilen tüm bu hızlı bilgiler, acil durumlarda sosyal medyada bilgi almak isteyenler için büyük riskler de oluşturmaktadır. Bunlardan en önemlisi, yanlış bir bilginin hızla yayılmasıdır – tıpkı bu yaşadığımız elim depremde sosyal medyada sahte hesap açanların “Enkaz altındayım. Yardım edin” şeklinde paylaşımlarda bulunması gibi.
Bu şekilde yanlış bilgiler çok kolayca viral olabiliyor. Ve zamanla yarışan arama kurtarma ekiplerini meşgul ederek, gerçekten yardıma ihtiyacı olan insanlara erişilmesini engelleme riski taşıyorlar.
Bir diğer önemli risk, yardım toplama bahanesi ile sosyal medyayı kullanan dolandırıcılar. 2010’da Haiti depremi sonrasında ortaya çıkan ve halktan bağış yapmalarını isteyen yüzlerce potansiyel dolandırıcılık vakası görülmüştü.
Ayrıca daha önce birçok olayda da görüldüğü gibi eski, yanlış veya yalan bilgiler ve fotoğraflarda afetler sırasında sosyal medyada yayınlanmaktadır.
Bu nedenle, doğrulanmamış kaynaklardan gelen bilgileri paylaşmadan önce dikkatli olmamız gerekir. Bilgi edindiğimiz kaynaklar konusunda seçici olmalıyız. Herhangi bir kuruluşa bağış yapmadan önce o kuruluşun yasallığını araştırmaları ve bilgilerin doğru olduğundan emin olmalıyız. Unutulmamalıdır ki sosyal medya doğru kullanıldığı takdirde özellikle deprem gibi doğal afetlerde büyük bir iletişim ve toplumsal yardımlaşma aracıdır.