Evleri kiracıları tarafından başkalarına ‘günlük’ kiralanan ev sahipleri, büyük mağduriyet yaşıyor. Denetimlerde mühürlenen evlerin sahipleri, sorunun çözümü için belediye ile kaymakamlık arasında çaresizce mekik dokuyor.

İstanbul’da son yıllarda sayıları artan günlük evlerde birçok fuhuş, terör ya da cinayet olayı yaşandı. Yılın ilk 7 ayında denetimleri sıklaştıran güvenlik güçleri, ev başına 10 bin 384 lira ceza kesti ve bin 683 evi mühürledi. Mühürlenen evlerin birçoğu ise kiracılar tarafından günlük kiraya verilen yerler. Evleri mühürlenen çok sayıda ev sahibi ise mağdur.

Gazete Habertürk’ten Müslim Sarıyar’ın haberine göre, evini ocak ayında kiraya vermek üzere emlakçıyla anlaşan ve 3 ay önce gelen haberle büyük şok yaşayan Ahmet K. da onlardan biri. “Emlakçı bir süre sonra evi kiraya verdiğini söyledi” diyen Ahmet K., yaşananları şöyle anlattı: “Kira her ay düzenli yatırılıyordu. Ama 3 ay önce evimin günlük olarak kullanıldığı için mühürlendiğini öğrendim. O kişiye ceza kesilmiş. Kaymakamlığa dilekçe verdim ama sonuç çıkmadı. Hâlâ bekliyoruz…”

Bakırköy’deki dairesinin polis operasyonuyla mühürlendiğini sonradan öğrenen Meral B. ise “Tek gelir kaynağım bu. Kaymakamlığa dilekçe verdim, belediyeye yönlendiriyorlar. Oraya gidiyorum ‘Bizi ilgilendiren bir şey yok’ yanıtı alıyorum. Açtırmak için idare mahkemesine gidin diyorlar. Nereden bileyim evimin günlük ev için kiralandığını” dedi. Ayşe K. da mağdur olanlardan: “2 ay önce kiraya verdim. 15 gün sonra süresiz olarak mühürlemişler. İşyeri ruhsatı olmadığı içinmiş. İyi de ben daire olarak kiraladım.” “Evin mühürlendiğini öğrenince kaymakamlığa dilekçe verdim” diyen N.B. ise “Sorunu çözmek yerine adliyeye intikal etmemiş idari bir soruşturma için adliyeye gitmemi söylüyorlar. Benim ne günahım var?” diyerek tepki gösterdi.

‘DAVA AÇSINLAR’

Biz de bir ilçe belediyesi ve kaymakamlığa giderek süreci araştırdık. Belediye yetkilileri olayla bağlantılarının olmadığını, sadece polisin zabıta çağırması nedeniyle mühürleme yaptıklarını söyledi. Kaymakamlık görevlileri ise “Mağdur olanlar mahkemeye gitsin” demekle yetindi.

Habertürk